NASIL SIĞACAK?
“ben” egosunun yaygınlaşması, bencilliği daha da artırdı.
Kimsenin, kimseden hazmetmediği günler yaşanıyor. “ben yaptım oldu” sloganı dilden dile dolaşır oldu. Neredeyse atasözü haline gelecek.
Zamanla nasıl her şey değişiyorsa, zamanla da, insanların arasındaki diyalog da değişti. Menfaate dayalı dostluklar olduğu gibi koltuk kavgası da, kendine göre değişti.
Bir koltukta tek kişi oturur. Hiç kimse koltukta dört kişi oturur diyemez. Böyle bir deme lüksüne sahip değildir.
Dünyaya, geniş çerçeveden bakılacak olursa; kara parçaları, okyanuslar, denizler, nehirler, dağlar, platolar, çöller vb.
Haritalar, sınırlar ülkelere göre yapılıp çizildi.
Sonra ne oldu? Kendini, güçlü olarak lanse eden ülkeler, güçsüz ülkeleri sömürme politikası yarattı.
Öyle, ya! Yer altı kaynaklarına sahip olmak için planlar ona göre yapıldı. Bir düzen kuruldu ki; haklı, haksız karıştı.
Dünyanın bir çok yerinde savaş, açlık var. İnsanlar göz göre göre ölüme terk ediliyor. Canlar, açlıktan kayıp giderken, çocuklar bir dilim kuru ekmeğe muhtaçken, yaşanan yüzyıl insanlık adına gelecek yıllara ne taşıyacak?
Bir çok yerde sömürü düzeni yönetim şeklini almış durumda. Dünyaya gelen herkes eşit yaşam hakkına sahiptir. Hiç kimsenin birbirinden üstün yanı yoktur. Allah huzurunda her insan eşittir. Hiç kimse; “ben, falan kişiden üstünüm.” Deme hakkına sahip değildir.
Bugün yaşanılan yüzyılda ne yazık ki, insanlık adına utanç verici olaylar yaşanıyor.
Kandan beslenen silah tüccarları, her defasında insanlığı yok saymaktadır.
Dünyaya herkes geniş çerçeveden bakmasını bilmelidir. Yaşamlar kaç yıl devam eder, kaç yıl devam etmez. Bu bilgiyi elde etmek için ince hesap yapmaya gerek yok!..
Anlayan ne demek istendiğini anlar. Anlamak istemeyeni de, fazla zorlamaya gerek yok. Bilen daha doğrusu aklını kullanan anlar. Aklını kullanamayanlar da, Allah’a dua etsin.
Günlük hayat şartları ne olursa olsun, her insanın bilmesi gereken tek şey, ama tek şey; o, ne biliyor musunuz? Dünyada, herkesin fani olmasıdır.
İster kral ol, ister sultan. İster fakir ol, ister zengin. Herkesin gidecek olduğu yer ahret yurdudur.
Durum böyle iken, hala hesaplar neye göre yapılıyor? Huzur içerisinde yaşamak varken, ne için savaşlar yapılıyor? Dünyada ki, kara parçasına sığamayan insan, iki metrelik tabuta nasıl sığacak?