Fatma Karahasanoğlu

Tarih: 16.12.2025 15:28

BUĞULANAN GÖZLER 

Facebook Twitter Linked-in

                                          BUĞULANAN GÖZLER     

 

                                 Hanımlara yönelik, film gösterisinde bir çok hanımın ilk kez sinema seyrediyor olması biraz tuhafıma gitti.

İlçe müftülüğü, Peygamber Efendimizin ölüm yıl dönümü münasebetiyle Hz. Muhammed’in hayatını konu alan filmin  gösterimini Maçka Belediyesi Halil İbrahim  Atmaca Kültür Merkezinde, hanımlara yönelik yapması büyük bir incelikti. 

Hanımlar, film başlar başlamaz, beyaz perdeye odaklandı. Sahneleri büyük dikkatle izleyerek, bir sonraki sahneyi sabırla beklediler. 

Hz. Muhammed’in, hayatı konu olunca, dillerde suskunluk, gönüllerde farklı bir coşku vardı. Her sahne, bir önceki sahnenin heyecanıyla hanımların, göz bebeklerinde kaydı gitti. 

                                 Son peygamber Hz. Muhammed’in hayatını konu alan filmde, o dönem bir kez daha canlandırıldı. Çöl, yaşam, ve Kabe.  Her biri o dönemi beyaz perdeye aktardı. 

Uçsuz bucaksız, çöller, zor yaşamlar, Hz. Muhammed’in dünyaya gelmesiyle değişen hayatlar. Hz. Muhammed’in annesinin sütü az olduğundan süt anne aranır. Amcası Ebu Leheb’in hanımının, cariyesi bir kaç kez Hz. Muhammed’i emzirir. Ancak Ebu Lehep karşı çıkar. Ne kadar söylense de, izin vermez. Hz. Muhammed’e süt anne aramaya devam edilir. 

Farasi eşi ve çocuğu Mekke’ye doğru yaşlı ve hasta devesiyle yola çıkar. Yol boyunca, bir çok güçlükle karşılaşırlar. 

Sonunda Mekke’ye ulaşırlar. Elde avuçta olmadığından deveyi satmak zorunda kalırlar. Farasinin eşi sırtında, çocuğuyla kapı kapı süt anneliği yapacak ev arar. Ancak bulamaz. 

Farasi, kasapla anlaşır. Deve, kesileceği sırada kaçar. Önden deve, arkasından kasap, uzun bir müddet koşar. Hastalıklı, zayıf, deve birden güçlenir. Pazar yerlerinde tezgahları devirir, dört nala koşar. 

Farasinin hanımı, deveyi, görür ve tanır. Sırtında çocuğuyla birlikte koşmaya başlar. Deve, gidecek olduğu yeri biliyormuş gibi koşar, bir müddet sonra bir evin bahçe kapısından içeri girer ve çöker. Kasap, yarışı kaybettiğinden takip etmekten vazgeçer. 

Farasinin hanımı bahçe kapısından çekine çekine girerek, devenin yanına gider. Deveye kalkması için birkaç kez söylenir. Ancak deve hiç umursamaz. Kendi evinin bahçesi gibi oturmaya devam eder. 

O sırada Hz. Muhammed’in annesi Amine, dışarı çıkar. Kadını içeri buyur eder. Kadın tereddüt etse de, davete icabet eder. Sofraya otururlar. 

Misafir kadının, beşikte yatan bebek dikkatini çeker. Bebeğin elini tuttuktan sonra kucağına alır. Aç deyip, emzirir. O anda göz yaşları yanaklarından süzülür. Bebeğin annesi, kadına ismini sorar. Bebek kucağında olan kadın isminin Halime olduğunu söyler.

Hz. Muhammed, daha sonra süt annesi Halime’ye verilir. Bu durum annesine ağır gelir, gözyaşları hiç dinmez. 

Aradan yıllar geçer. Hz. Muhammed annesiyle birlikte yolculuk yaparken, annesi hastalanır ve yolda ölür. Hz. Muhammed, altı yaşında yetim kalır. Annesinin üzüntüsüne dayanamaz. Ve hastalanır. Büyükbabasına getirildiğinde baygındır. Büyükbabası Hz Muhammed’i Kabe’ye getirir, Allah’a dua eder. 

                                Film bittikten sonra hanımlar uzun süre koltuklarından kalkmadı. Buğulanan gözler, ışıkların yanmasıyla kamaştı. 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —