Fatma Karahasanoğlu


İYİLİK BAZEN BASTONLA, BAZEN DE PATİYLE GELİR

Küçük bir dağ köyünde, dul bir kadın yalnız yaşıyordu.


 

                        İYİLİK BAZEN BASTONLA, BAZEN DE PATİYLE GELİR 

 

                  Küçük bir dağ köyünde, dul bir kadın  yalnız yaşıyordu.

Evi, sık ağaçlı ormanla çevriliydi.  Yalnızlık kimi zaman ağır gelse de, bazen bu sessizlik ona huzur veriyordu.

Soğuk bir kış günüydü. Sunaha, bir ses duyar. İnleme ağlama gibi bir sesti. 

Kapıyı açtığında, titreyen ve bacağı yaralı bir kurt gördü.

Sunaha, tereddüt etse de, yaralı kurdu eve aldı. Kurdun yaralı bacağını sardı. Akşamdan kalan yiyeceklerinden kurdun önüne koydu. 

Şöminenin karşısında yatak yapıp kurdu yatırdı. 

Sunaha, birkaç hafta kurdu evinde misafir etti. Şuma adını verdiği kurda iyice alıştı. Kurt  yavaş yavaş toparlanmaya başladı. .

Şuma bahçede oynar, geceleri Sunaha’nın yatağı dibinde uyurdu. Günler haftalar geçti. Sunaha, Şuma’nın doğal ortama döneceğini biliyordu. Çünkü Şuma ormana aitti.

Bir gün Sunaha, Şuma’yla vedalaştı. Göz göze geldiler. İki dost gibi birbirlerine baktılar. 

Şuma, ağaçların arasında kaybolmadan önce son kez arkasına dönüp Sunaha’ya baktı.

               Aradan uzun yıllar geçti. Sunaha, elden ayaktan düştü. 

Yine soğuk bir kış günüydü. Sunaha, duyduğu sesle uyandı. Uluma sesiydi. Zorla kapıya doğru gidip açtı. Karşısında Şuma’yı ağzında tavşanla gördü. 

Şuma, tavşanı kapının önüne bıraktı ve gitti. 

Sunaha, hem hüzünlendi hem de sevindi. Şuma birkaç hafta boyunca Sunaha’ya avladığı ne varsa getirdi. Bazen kuş, bazen tavşan. 

Sunaha, gücünü yavaş yavaş toplamaya başladı.  Evinden çıkarak, Şuma’yı aradı.  

Şuma, her zaman ki gibi ormandaydı. Sunaha, Şuma’yı görünce elini uzattı, Şuma da, patisini  uzattı. Sunaha, uzanan patiyi tuttu. 

İyilik, ne kadar küçük olursa olsun, bir gün geri döner. İster patiyle, ister bastonla.