Fatma Karahasanoğlu


HAYAT

Bir adam restorana girer.


                                          HAYAT 

 

                  Bir adam restorana girer. Yanında, onunla birlikte yürüyen yetişkin bir deve kuşu vardır. Adam ve devekuşu uygun bir masaya oturur. Çok geçmeden garson yanlarına gelir.  Adam; “hamburger, patates kızartması ve bir kola lütfen.”

Garson deve kuşuna dönerek ne istediğini sorar. 

Deve kuşu düşünmeden; “aynısından.” Der.

Birkaç dakika sonra garson siparişleri getirerek; “Toplam 350 TL 60 Kuruş.” der.

Adam, cebinden tamı tamına o miktarı çıkarır ve garsona uzatır. 

Ertesi gün aynı sahne tekrarlanır.

Aynı sipariş, aynı deve kuşu, aynı şaşırtıcı kesinlik.

Bu böyle günlerce devam eder.

Sonunda, bir cuma akşamı adam şöyle der; “Bu akşam biftek, fırınlanmış patates ve bir salata alacağım.”

“ Ben de aynısını,” der deve kuşu.

Garson yemekleri getirerek; “Toplam 1280 TL. 40 kuruş.”

Adam, cebinden her zaman ki gibi tam parayı çıkartır.

Garson, merakını yenemeyerek sorar; “Beyefendi… her seferinde nasıl tam parayı çıkarabiliyorsunuz? Ne sipariş verirseniz verin!”

Adam, gülümseyerek; “ birkaç yıl önce tavan arasında eski bir lamba buldum. Onu ovalayınca bir cin çıktı. Bana iki dilek hakkı verdi. Kahve de alsam, sıfır kilometre araba da, para her zaman cebimde hazır oluyor. Sihir gibi.” Dedi. 

Garson, meraklı bir bakışla deve kuşuna dönerek; “Peki ya kuş?”

Adam iç çekerek; “İkinci dileğimde… her dediğime “evet” diyecek, uzun bacaklı, sürekli peşimde dolanacak uzun boylu bir hayat arkadaşı istemiştim.”

                                                          ***

                        Yaşlı  bilgenin yolu orman köylerinden birine düşer. Köyde herkes perişan. 

Bilge köylülere; “bu haliniz nedir? Neden bu kadar perişansınız?” der. 

Köylü; “ bir aslan ormana yerleşti.  Odun kesemedik. Ormanda dolaşamadık. Aslan kimi görürse, saldırıp, zarar verdi.” 

Yaşlı bilge, köylünün anlattıklarını dikkatle dinledikten sonra ağacın altında uyuyan aslanın yanına gider. 

Yaşlı bilgeyle aslan arasında gönülden konuşma geçer.  Köylülerin yaşadığı zorluğu aslan bilgenin, kalpten konuşmasıyla anlar ve üzülür. Yaptığının yanlış olduğunu anlar. Yaşlı bilgeye köylülere bir daha zarar vermeyeceğine dair söz verir. Yaşlı bilge köyden yarılır. 

Aradan iki yıl geçer. Yaşlı bilgenin yolu yeniden ormana düşer. Ancak  aslanı perişan bir halde bulur. Aslana neler olduğunu sorar. 

Aslan anlatmaya başlar; “sen gittikten sonra her şey iyiydi, kimseye zarar vermedim ancak günün birinde çocuğun biri kafama bir taş attı. Sana söz vermiştim, ses çıkarmadım. Sonra bir başkası gelip kafama odunla vurdu. Yine ses çıkarmadım. Daha sonra gelenler kuyruğumu kesmeye başladılar ve her geldiklerinde verdikleri zararın ardı arkası kesilmedi. Sonunda ben de bu hale geldim.”

Yaşlı bilge, hem şaşır hem de üzülür. “İyi de, ben sana kimseye zarar verme dedim, kükreme demedim ki.”