Osman Konak


NİYAZİ KURT

SAATCI


NİYAZİ KURT

SAATCI

Ailesinin geçimini şemsiyecilik mesleği, köyünde uğraş verdiği tarım ve hayvancılık, fındık gelirleri ile sağlayan Kara Mustafa oğlu Mustafa Kurt’ un yedi çocuğunun altıncısıdır saatçi Niyazi Kurt...

              1931’da Trabzon’un Sürmene ilçesi Üstündalköyünde dünyaya geldi.(Eski adı: Karakanzi) 

İlkokulu Sürmene Aksu hanlarında ki ilkokulda okudu. Babasının mesleği olan şemsiyecilik, onun bir çocuk iken kavradığı el becerisi kendisini büyüdüğünde bir zanaatkâr olacağını belli ediyordu. 

Henüz çocuk yaşlarında iken ablalarının örmüş olduğu beş şiş ile çorap örmesini öğrenmek istemiş, ancak ablaları onun çok küçük olduğunu düşünerek ona şiş vermemişlerdi. Kendi el becerisini kullanarak fındık dallarından yapmış olduğu ağaç şişler ile çorap örmesini öğrenerek kendisini ablalarına kanıtlamasını bilmiştir. Sadece çorap örme ile yetinmemiş bunun yanında kazak örmüş, kanaviçe işlemiş ve bu yaptıklarını sürmene pazarında satarak kendisine harçlık çıkartmıştır.

Delikanlılığında amcası Şükrü Kurt’tan kuyumculuk mesleğini öğrendi ve bir süre sonra ağabeyiyle birlikte bu mesleğe başladı. Bu mesleğini askerlik görevine gidene kadar devam ettirdi. Askerliğini Kütahya’da havacı askeri olarak yaptı. 1954’de uzaktan akrabası olan Seval Bakanay ile evlendi.

              1955’de Şemsettin ve 1957’de Cihat adlı iki oğlu yaşamış olduğu Sürmene Üstündal köyünde dünyaya geldi. 1958’de birçok insan gibi ekmeğini kazanmak için taşı toprağı altın denilen İstanbul’a gitti. İstanbul’da dayısı olan Murat Bakanay’dan saatçilik mesleğini öğrendi. 1959’da ailesini de yanına alarak İstanbul’da yaşamaya başladı.

İstanbul’da kaldığı süre içerisinde saatçilik ve kuyumculuk mesleğini birlikte yürüttü. 1961’de Süleymaniye Hastanesi’nde kızı Belkıs( Belgin) doğdu. 1968’de İstanbul da ki çalışma hayatını noktalayarak Trabzon’a taşındı. 

Trabzon merkez de bir yıl Kuyumcular çarşısında(Ferit Demeli) kuyumcu zıt kardeşlerin yanında kuyumculuk mesleğine devam etti. Daha sonra ağabeyinin tavsiyesi üzerine 1969’da Maçka’ya taşındı. 

Maçka’ya taşındığında sinema salonu karşısında bir dükkân kiralayarak saatçilik mesleğini burada devam ettirdi. Mesleğinde hiçbir zaman askerden ve fakir halktan para almazdı. 1970’de son çocuğu olan Faruk Maçka da dünyaya geldi. 17 yıllık Maçka da ki esnaflık hayatında çok güzel dostluklar edinerek halk tarafından da çok sevildi.

Bilhassa çok sevdiği arkadaşı Yüksel Çalık ile kendisini hep kardeş zannederlerdi. Hayvan sevgisi yüksek bir şahsiyet, çocukluk yıllarında çok sevdiği kedisini kız kardeşiyle paylaşamadığı yılları vardı. İş yerinde kanarya besleyerek yavrulayan kanaryaları ücretsiz arkadaşlarına verirdi. Esnaflığının boş zamanlarında şehir kulübünde bilardo oynamak ve Maçka derelerinde balık avlamak hobileri arasındadır.

Bir yılbaşı kutlaması için gittikleri “Dört kardeşler lokantasında”(Ömer ve Rıdvan-Naci-Sinan Alan) İlçe Doktoru Olcay Kestek ile iddiaya girdiler.(Sen kemençe çalarsan bende Horon oynayacağım) der… Kemençeyi eline alan Niyazi Kurt güzel bir horon havası çaldı… Kemençe çalmasına çok sevinen ilçe doktorumuz Olcay Kestek verdiği sözü tutarak horon oynadı. Restaurantta bulunan bütün müşteriler güzel bir eğlence sonunda her ikisinide alkışladılar…

Kutlamaları yapılan bütün bayramlarda bir esnaf olarak protokolde ki yeri her zaman ayrılırdı. Esnaf olmasına rağmen memurlar gibi giyindiği takım elbisesi ve kravatını hiç eksik etmezdi.Maçka Şehir kulübü ve Memurlar Lokalinin, memurlar dışındaki tek üyesi ve müdavimi idi. Maçka da yaşadığı sürede kendisi gibi ailesi ve çocukları da birçok insan ile çok iyi dostlukları ve arkadaşlıkları oldu. 

Maçka’dan sonra tekrar İstanbul, oradan Giresun, Sürmene ve en sonunda Bursa Mudanya’da az da olsa mesleğini yaptı ve bu şehirlerde ikamet etti. 2003’de 72 yaşında hayata gözlerini yumdu. 1931 yılında gözlerini dünyaya açtığı Sürmene Üstündal Köyü aile mezarlığında yatmaktadır…

Kaynak: KızıBelkıs(Belgin) Kurt