KİMSESİZLİK ALIN YAZILARI
Kimsesizlik alın yazıları, istenmeyen çocuk olarak dünyaya gelmeleri de, kaderleridir! Sosyal Hizmetler de, hayatlarına devam eden çocuk sayısı hiç de, küçümsenecek boyutta değildir. Her gün yüzlerce çocuk terk edilip, Sosyal Hizmetlerin koruması altına girmektedir.
Çocuğu olmayan ailelerin umut kapısı da, Sosyal Hizmetler Kurumu olmaktadır. Bir çok aile, çocuk sahibi olmak için formları doldurup, sıraya girmektedir. Bazı aileler farklı taleplerde bulunarak, alacak olduğu çocuğun kendisine benzemesini talep etmektedir. Aynı göz rengi, aynı burun şekli, ten rengi, saç rengi hatta burcun aynı olmasını istenmektedir.
Sosyal Hizmetleri bazı yetkilileri bu özellikleri isteyen aileler tepki göstererek, çocuk vermeyi uygun görmemektedir.
Her şeyden önce olaylara objektif bakmak gerekir. Çocuk talep eden aile, almak istediği çocuğun kendisine benzemesini istemesi doğaldır. Ancak yetkiler bunu böyle algılamamaktadır. Çocuk isteyen ailenin şartlarını yanlış bulmaktadır. Burada önemli olan çocuklara sıcak yuva değil midir? Her aile kendi nüfusuna geçireceği çocuğun özelliklerini bilmesi gerekir. Dahası ilerde sorun çıkartacak ailesinin olmamasını istemesi de normaldir. Yetkililer olaya yaklaşırken, çocukların işinden ve yükünden kurtulacaklarını düşünmüyor. Oysa çocuk almak için müracaat eden aile, çocuğu bir ömür boyu bakmayı ve topluma kazandırmayı hedeflemektedir.
Burada asıl sorun Sosyal Hizmetlere bırakılan çocukların bazılarının ailelerinin olmasıdır. Böyle olunca, çocuk alacak ailede bundan rahatsızlık duymaktadır.
Sosyal Hizmetler, kimsesiz çocuklara yuva bulmak için ailelerin talep ettiği özelliklerden rahatsızlık duymaması gerekir. Bugünün küçükleri yarının büyükleri olacaksa, her yönden tam donanımlı yetiştirilmesi gerekir. Kime görev düşüyorsa, bunu yapmalıdır. Çocuk sahibi olmak isteyen ailelerin taleplerini geri çevirmeden yerine getirirken, tek bir şeye dikkat etmelidirler, ailelerin eğitim düzeyi ve ekonomi durumu!
Eğitimsiz bir aileye verilen çocuklar, toplum için faydalı birey olmayabilir. Ekonomisi düzgün olmayanlar için de aynı durum söz konusudur. Ancak kültür seviyesi yüksek ekonomi durumu yerinde olan aileler, yetiştirecekleri çocuk topluma faydalı birey olacağı da muhakkaktır. Olaylara duygusal yaklaşmadan çözüm yollarına gidilmelidir. Zıtlaşmak yada ters tepki vermek topluma fayda değil, zarar getirir. Herkes elini taşın altına koysun, hissettiği duyguları dile getirsin. ?O dedi, bu dedi, onu yapmam, bunu yapmam!? gibi basit cümlelerle kurulacak sıcacık yuvadan hiçbir çocuğu mahrum etmeyelim. Onlar kimsesiz terk edilmiş çocuklardır. Hafızalarında kötü izler bırakmadan yeni ailelerine kavuşturmadan önce yapıcı yönde konuşulsun. Aileler için de, aynı durum söz konusudur.
