DUYGU KARAHASANOĞLU


İKİ BİLETİMİZ VAR

Dünya, ekseni etrafında dönerken canlılar aleminde neler yaşanmıyor ki! Savaşlar, cinayetler, ölümler, hastalıklar, doğumlar vb.


                                 İKİ  BİLETİMİZ  VAR

 

                  Dünya, ekseni etrafında dönerken canlılar aleminde neler yaşanmıyor ki! Savaşlar, cinayetler, ölümler, hastalıklar,  doğumlar vb.

Afganistan, 2001´de ABD´nin deney tahtası olurken, Irakta nasibini almakta fazla gecikmedi. Arkasından Arap Baharı geldi ve Mısır karıştı. Ardından Libya yetişti. Kanlı gözyaşları dinmeden göğe yükselen çığlıklar kesilmeden Suriye ateş hattına girdi. Yemen bitmeyen düellonun partneri olurken, Afrika ülkelerinin bir çoğunda ateşli danslar yarışa girdi.

                 Terör örgütlerinin her biri en iyi silahı almak için her türlü pazarlığı yapmaya hazırdı. Silah tüccarları da, bu işten oldukça memnundu. Niye olmasın ki silahlarına iyi pazar bulmuştu. Kollar sıvanırken avuçlar gelecek paranın sıcaklığıyla ovuşturuldu. İştahlar kabardı. Gözler büyüdü. 

Terör her yerde terördür. Yeri ve zamanı yoktur.

Londra da Parlamento binasına girmek isteyen eylemcinin yarattığı dehşet terörden başka bir şey değildir.   

              Dünya dönüyor. Hayatlar peşi sıra Kara Giyimli Melekle gidiyor. Canlar doğuyor, canlar ölüyor. Her can ardında bakmadan meşakkatli dünyadan ebediyen ayrılıyor.

Hayatın her zaman iki bileti vardır. Biri dünyaya giriş bileti, diğeri dünyadan çıkış biletidir. Her iki biletinin de kesim tarihini biz bilmiyoruz. Belli bir süreliğine gelinen bir dünyada, pay edilemeyen nedir? Hangi fani ebediyen dünyada kalacağını söyleyebilir? Bilinçli davranmak gerekir.

               Ortadoğu, kan gölüne döndürülürken kendi menfaatini düşünen ülkeler, herhalde dünyadan gidiş biletini hiç almayacak. Öyle ya! Dünyaya kapağı attık düşüncesiyle öteye beriye saldırarak;  ?o petrol benim, o doğalgaz benim, o ülkenin yer altı kaynakları benim.?  Böyle düşünen ülkeler hiçbir zaman sömürmekten vazgeçmez. Sorsanız medeni toplumdurlar. Ama nasıl? Bir başkasının hakkını yiyerek, bir başkasını öldürerek.  Gerek Afrika ülkeleri gerekse Ortadoğu´da ki ülkeler  her daim kılıcın ucunda yaşam sürüyor. Onları ölümün kıyısına getiren kimdir? Elbette batılı güçler. Kendilerini farklı göstererek, insanların yaşam haklarını ellerinden alıyor. İşin ilginç yanı da bunu da kendisine  hak olarak görmeleri.  Savaşlarda hayatını kaybedenlerin sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur. Onlar hayatlarının baharında bu dünyadan göç ederken, kan içici ülkelerde  kasalarını doldurmanın telaşı içindedir. Olaylar din boyutuna taşındığında her ülke bundan zarar görecektir. Bugünkü Avrupa yada ABD, kendilerini çok akıllı zannediyor. Oysa yaşadığımız dünya bir tanedir. Aynı gök kubbe altında nefes alıyor, aynı gök kubbe altında dolaşıyoruz. Öyleyse fark nedir? İşte, bu önemli ir sorudur. Bu soruya cevap bulan olayların nereden geldiğini rahatlıkla anlar.      

PYD ve YPG terör örgütlerini hala terör örgütü olarak kabul etmeyen ülkeler mevcut. Bu ülkelerin tek derdi silah pazarı bulmaktır. Onun için kan döken terör  örgütlerini listeye koymuyorlar. Gerekçelerini net söylemeseler de  kanlı örgütlere silah yardımı yaptıkları bir gerçektir.