BİZİM MAHALLEMİZ
Çocukluğumuzun geçtiği mahalle asla unutulmaz. Sokağı, evleri hafızalarda canlandırılır. Dahası kim nerede yaşadı, hangi evde oturdu. Kaç kişilik aileydi. Hepsi film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçip gider.
Hatıralarda saklı kalan ne varsa, gün yüzüne çıkmak ister.
Tozlu sayfalarından çıkarmak yine, bizlere düşen bir görevdir. Hani, sayfaların tozunu alıp, bir baksak, karşımıza neler çıkmaz ki.
Tozlu sayfalar, çevrildiğinde gözler nemlenir. Sanki olaylar yeniden yaşanıyormuş gibi olur. Geçip giden yıllar, önüne kattığını geri göndermemek üzere saklar.
Mahallemizde komşuluk bir başka güzeldi. Her sabah yeni güne uyanan mahalle halkı, bıkmadan usanmadan aynı işleri yapardı. İnsanlar, yaptıkları işlerden mutlu olurdu. Yüzlerinde tebessüm hiç eksilmez, her daim güler yüzlü olurdu. Dudaklardan küfürlü sözler değil, hayırlı sözler dökülürdü.
Ev oturmaları her zaman günlük işler bittikten sonra yapılırdı. Özellikle öğle yemeğinden sonra kararlaştırılan herhangi bir evde toplanıp sohbet edilirdi.
Mahallenin kahvesi sayılan evde, daha çok zaman geçirilirdi. Herkes karınca kararınca, evde yaptığı yiyeceklerden sohbet ortamına taşırdı.
Kışları ev oturmaları daha çok olurdu. Yazları herkes bir yana giderdi. Kimi köyüne, kimi de, memleketine giderdi.
Yaz aylarında mahalle boşanırdı. Sonbahar geldiğinde, gidenler geri dönerdi. Kimi köyünde hazırladığı kışlıklarla, kimi de memleketinden getirdiği yöresel yiyeceklerle kışa hazır olunurdu. Farklı kültürlerden yapılmış yiyecekler, karşılıklı ikram edilirdi.
Mahallede hiç bitmeyen dostluk ve komşuluk vardı. Sözler açık, düşüncele netti. Kimse kimseye üstünlük taslamazdı. Selam verilip, alınırdı.
Kısacası, mahallemiz örnek bir mahalleydi.
Dostluğun, kardeşliğin, komşuluğun ne manaya geldiğini herkes bilirdi. Hareketlerini, ona göre ayarlar, kimsenin hakkına, hukukuna saldırı olmazdı. Karşılıklı yapılan alış verişte her zaman saygınlık vardı.
Hiç kimse bir başkasının tarlasına izinsiz girmezdi. İzin istemesini bildiği kadar nezaketli davranmayı da, bilirdi. Birinin derdi diğerinin derdiydi.
Mahallede bir cenaze olduğu vakit her ev mateme bürünürdü. Televizyonlar açılmaz, yas tutulurdu.
Üzüntüler paylaşıldıkça azalır, sevinçler paylaşıldıkça çoğalır. Mahallemizin en büyük özelliklerindendi.