DUYGU KARAHASANOĞLU


SAVAŞIN ÇOCUKLARI

Dünya her zamanki sıkıntılı dönemini yaşıyor.


                                              SAVAŞIN ÇOCUKLARI

 

           Dünya her zamanki sıkıntılı dönemini yaşıyor. Dört günlük dünyada yaşanan olaylara baktığımızda farklı şeyler görüyoruz. Suriye de katliam, insanlık dramı devam ederken, Esad, Doğu Guta´da ki yardım çığlıklarına kulaklarını tıkamış görünüyor. Türkiye Zeytin Dalı Harekatıyla Afrin ve bölgesini terörden temizlerken, insanların rahat yaşamaları için her türlü imkanı sunuyor. Mehmetçik ÖSO´yla birlikte teröristlerin Afrin´den çıkarken tuzakladıkları el yapımı bombaları tek tek imha ediyorlar. Afrinliler memleketlerine dönmenin iç huzurunu yaşarken Türk askerinin yanlarında kalmasını istiyor.

          Geçen hafta Suriye konulu üçlü zirvenin ikinci ayağı Ankara´da gerçekleştirildi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Suriye´de yapılması gerekenleri masaya yatırdı.

Suriye´de yanan ateş toplarının bir an önce söndürülmesi gerekir. ABD Başkanı Trump, askerlerinin eve dönme zamanının geldiğini söylerken diğer yanda Fransız ordusunun Suriye´de bir bölgede yer almasını istiyor. Tabii Trump, böyle konuşuyor ancak ulusal danışmanı böyle düşünmüyor. Anlayacağınız ABD´de de, farklı görüşler hakim.

                    Türkiye Zeytin Dalı Harekatıyla yapmak istediği ortadadır. Afrin´i gerçek sahiplerine bırakmanın hesaplarını yaparken, ABD´de hala YPG terör örgütüne destek vermeyi planlamaktadır.

 Suriye iç savaşın tüm acımasızlığını yaşayarak, bölünme konumuna geldi. Oysa Suriye´nin bölünmesi hiçbir komşu ülkesine fayda sağlamaz. Daha çok kaos, daha çok karışıklık demek. Suriyeliler  bir an önce sandık başına giderek, seçim yapmalı.

               Savaşın belki de en mağduru çocuklardır. Anasız babasız kalan çocuklar hayatın en ağır tokadını yüzlerinde hissederken, boyunları daima bükük kalacaktır. Birilerinin kasası dolsun diye o masum çocukların omuzlarına yüklenen ağır yükün bedelini kim ödeyecek?

 Bir gonca gibi açmadan solan o çocukların günahını kim çekecek? O çocuklar ölürken bile Allah´a yalvarmayı ihmal etmiyor. Her biri yüzünde çaresizliğin izleri, gözlerinde korkunun verdiği ıstırap vardı.  Onlar; savaşın çocuklarıydı. Onlar;

savaşın ortasında dünyaya ?merhaba? derken yine savaşın ortasında elveda diyen çocuklardır. Onlar; ne savaşı ne de savaşın kanlı yüzünü bilebildiler. Ne için savaş yapıldığını da, bilemeden kısacık hayatlarını hain bir bombanın altında acı içerisinde kaybeden, günahsız masum çocuklardı.

Onlar büyüklerin neden savaştığını bilmeden ateşin ortasında cayır cayır yanan çocuklardı. Ölürken bile Allah´a şikayetleri, vardı.