Cemile Keskin


ÇİLELİ KADINLAR

Karadeniz kadını yüzlerce yıldır bir hayat tarzını sürdürüyordu bu hayat tarzının bile yavaş yavaş tarihe karışan bir gerçeğini gözler önüne sermek istedim.


 

               ÇİLELİ KADINLAR

            Karadeniz kadını yüzlerce yıldır bir hayat tarzını sürdürüyordu bu hayat tarzının bile yavaş yavaş tarihe karışan bir gerçeğini gözler önüne sermek istedim.

    Kadınlar zamanın nasıl geçtiğini bile anlamazlar Kadınlar köyle yayla arasında mekik dokumuşlar Aynı patika yollarından asırlarca gelip gitmişlerdir. Bir Karadenizli kadın en az 30,40 yıl sırtında bu yollardan yük taşımıştır, Belki de daha fazla sürmüştür geri dönüp baktığında nasılda çabuk hayatlarının geçtiğine hayıflanmışlardır.

     Karadeniz doğası vahşi tehlikeli, dik yamaç bakıldığında baş döndüren bir doğa böyle olmasına rağmen Karadeniz kadını yılmamış ihtiyaçlarını sırtında taşımış. Gurbete yolladığı erini beklemiştir. Karadeniz´de son 30 -40 yılda bir çok değişiklik yaşanmış değişen dünyaya ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Dünyanın her yerinde değişiklik olmuştur ama karadenizde daha etkili olmuş Karadeniz bölgesinde gözle görülür halde gelmiştir. Karadeniz yayla  yolları ya yapılmış yada var olan yollar iyileştirilmiş genişletilmiş arabalarla ulaşacak hale getirilmiştir. Karadeniz kadınını eskileri yaşlanmış gençler bu işlerden uzak durmayı tercih edip büyük şehirlerde işe girmeyi tercih etmiştir.

Karadeniz kadını asırlarca sırtında taşıdığı yük son 30-40 yılda azalmış daha sonra hepten sonlandırmıştır, bu yükleri asırlarca taşıyan kadın figürü kalmamış eskiler yaşlanmış yeni nesil el atmamıştır eskilere de yük  ağır gelmeye başlamıştır.     Dünyanın en zor yaşamı Karadeniz´dedir. Dünyanın hiçbir yerinde Karadeniz kadını kadar çalışanı yoktur olsa da Karadeniz kadını gibi kellesi kolunun altında olmamıştır. Patika yollarda yük taşırken yükleri hafif eğilse yâda yan yatsa kendilerini binlerce metre uçurumda bulma riskine aldırış etmeden bu işleri asırlarca sürdürmüşlerdir.  başka yerlerde kadınlar çalışmışlardır ama Karadeniz kadını gibi kelle koltukta çalışmamışlardır Karadeniz dağlık dik yamaçlardan oluşan bir Bölge bu bölgede yazın göçer yaylacılık yaparlar yaylalar sisli soğuk olur ve yabani hayvanı çok olmasına rağmen hayvanları otlarken kayıp olmuşsa onu bulmadan eve girmez bilir ki hayvanı yabani hayvanlar parçalar , bölgede binlerce yabani hayvan yaşamakta  olmasına rağmen birkaç ayı saldırısının dışında vukuat yoktur çünkü Karadeniz kadını silahsız gezmez her türlü tehlikeye karşı eli tetiktedir.  Karadeniz kadınlarının hayatları bir koşuşturma içinde geçip gitmiştir. Karadenizde kadınların zor yaşam şartları hayata bakışlarını da farklı kılmıştır çocuklar arasında bile erkek çocuğu ön plana çıkmıştır olmayanda arar hale getirmiş evlatlarını sayarken bile kız çocuklarını el kapısına gideceği için hep erkek evladını saymıştır.  Zor şartlarda edindiği malını oğluna laik görmüş kızların erkek kardeşlerinden abilerinden mal almamalarını istemiş evin temeli neslin devamına bırakmaları için ikna edilmişlerdir.   Karadeniz bölgesi çok renkli çeşitli yerlerden göç aldığı içinde  hem Rumca, hem Lazca, hem Türkçe konuşulur ve türkülerde üç dilde söylenir hale gelmiştir farklı kültürler farklı dilleri olmasına rağmen Karadeniz´de hiçbir baş kaldırı isyan Devleti sorgulama olmamış asırlarca bir kardeş gibi bir arada yaşamışlar hatta Türkler Rumcayı ve lazcayı öğrenmişler bir birleriyle daha iyi kaynaşmışlardır. yüz yıllarca karadenizde hayat böyle geçip gitmiş ve gidiyor  yok olan hayatlar Lazca, Rumca ,Türkçe söylenen bütün türküler son buluyor ve bir hayat tarih oluyor, kimisi yaşlanmış, kimisi hastalık için şehirlere taşınmış gençler okumuş başka yerlerde iş tutmuş bir hayat felsefesi asırlarca sürmesine rağmen yok olmaya mahkûm olmuş köyler yaylalar eskisi gibi cazibesini kaybetmiş bir gezi turizm haline gelmiş yada getirilmiş kısaca bir tarih ölmüş yok olup gitmiş.