Fatma Karahasanoğlu


AKILLI TELEFON CAHİLLİĞİ

Bozulan aile yapısıyla birlikte yaşam kalitesi de düştü.


             AKILLI TELEFON CAHİLLİĞİ

 

                               Bozulan aile yapısıyla birlikte yaşam kalitesi de düştü. Yaşam kalitesinin düşmesiyle, insanların birbirine olan saygısı da, yok oldu. Saygının olmadığı bir yerde şiddet kendine yer bulur.

Yaşlı kadının kolundaki bilezikleri alacak kadar adileşenlerden alında, evindeki papağanı kaçıracak kadar gözü dönmüş insanlar, bu toplumun kanayan yaralarındandır. Hırsızlık yapmak için girdiği dükkanda gözüne kestirdiklerini çalıp, aynı pişkinlikle işyerinden ayrılıyor.

                                 Toplumun bir çok kesiminde yaşanan şiddet olayları, insanlığın hangi boyuta geldiğini açıkça göstermektedir. En küçük olay karşısında sinirlerin  gerilmesiyle başlayan kavga çoğu zaman faciayla sonuçlanmaktadır.  Yol verme kavgalarıyla sıkça karşılaşır olduk. ?Önce ben geçeceğim, yol benim hakkım.´ Gibi basit konuları büyük konu haline getiren sürücüler hangi ruh haleti içinde oldukları bir kez daha gözler önündedir.

Yol verme kavgasında sürücülerin tekme tokat kavgasını ayırmak isteyen esnaf, canından oldu. Her iki sürücünün birbirlerine saldırması ve ardından diğer sürücünün esnafı vurarak öldürmesinin hiçbir af edilir yanı yoktur. Sabah saatlerinde trafik yoğun olabilir, insanlar iş yerlerine gitmek için koşturabilir. Fakat bir cana kast etmek hiç kimsenin  hakkı değildir. Eskiden de, araç kullanılıyordu, bugünde! Son yıllarda ne oldu da, insanlar birbirine tahammül edemiyor?!.

Toplumsal sorunların başında eğitim, geldiğini defalarca belirttik. Ancak hiçbir ilerleme alınmadığı gibi bu eğitimsizliğin başına bir de akıllı telefon cahilliği eklendi. Akıllı telefon cahilliğinin yarattığı olumsuzluklar karşısında çaresiz insanları görmek artık zor değil. Akıllı telefon öyle bir esir alıyor ki, yanı başında olan bitenden habersiz bırakıyor. 

Dört kişilik bir aile düşünün, anne cep telefonuyla sitelere girmeye çalışıyor, baba tablette oyun oynuyor, yirmi yaşlarındaki genç, cep telefonuyla sosyal medyada geziniyor, on beş yaşlarındaki kız evladında  elinde cep telefonuyla kendi dünyasında geziniyor. Aynı oda içerisinde bulunan  bu aile fertleri birbirlerinden habersiz bir şekilde oturuyor. Her biri kendi aleminde!!!

Böyle bir sorumsuz anne ve babanın çocuğuna vereceği eğitim nasıl olur? Anne baba görevlerini unutup, çocuklarından daha çok iletişimsizlik yaratıyor.

Bu gibi ailelerin çoğalması toplumun ne hale geldiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bizler şiddetin nedenlerini araştırırken, bu gibi  ailelerin neden çoğaldığını hiç düşünmedik. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, hüzünler paylaşıldıkça azalır.