MUHAFAZA/KÂR

MUHAFAZA/KÂR

Muhafazakâr, Arapça(muhafaza) ve Farsça (kâr) karışımı bir kelime olup Türk Dil Kurumu Sözlüğü´nde Türkçe karşılığı ?tutucu?dur.

MUHAFAZA/KÂR

 

Muhafazakâr, Arapça(muhafaza) ve Farsça (kâr) karışımı bir kelime olup Türk Dil Kurumu Sözlüğü´nde Türkçe karşılığı ?tutucu?dur.Tutucu kelimesi ise ?mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen (kimse), konservatör? olarak tanımlanır.Konservatör, muhafazakâr kelimesinin Fransızcasıdır. Muhafazakâr kelimesi, Ferit Devellioğlu´nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat´ında ?tutucu, bir şeyi olduğu gibi, değiştirmeden tutmak isteyen, eskiye bağlı? olarak tanımlanır.

 

Bu sıralar aklımı kurcalayan bir soru tam da bu muhafazakâr kelimesi ile ilgili. Türkiye´de muhafazakâr olmak mı daha zor yoksa? İşte tam burada duralım. Çünkü muhafazakâr kelimesinin tam olarak bir karşıtı var mı yok mu diye bir düşünelim. Muhafazakâr kelimesinin tam bir karşıtı yok. Ancak ?tutucu? kelimesinin karşıt anlamlısı ?ilerici? olarak geçer. Bahsettiğimiz bu husus bile muhafazakâr kelimesinin insanlar hakkında kolay bir yaftalama aracı olarak kullanılmasına yeter de artar bile. Çünkü karşı cenahı ifade edecek bir kelime dahi yoktur. Türkiye´de yıllardır muhafazakâr kelimesi bu yüzden bir aşağılama aracı olarak kullanılageldi. Günümüzde de bu makûs talihinden kurtulabilmiş değildir. Şüphesiz bu aşağılamanın çok farklı sebepleri de söz konusudur. Ancak bu sebepler bu yazımızın konusu değildir. Biz, bu yazımızda muhafazakârların dikkat etmesi gereken birkaç hususa değineceğiz.

 

Eskiden atalarımız:?Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.? derdi. Bu atasözünü günümüzde biraz değiştirmeliyiz. Artık devir: ?Bana düşmanını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.?devridir. Çünkü biz muhafazakârlar olarak yıllardır düşmanımızı göz ardı etmenin sancılarını çektik. Şair İsmet Özel´in deyişiyle söylersek: ?düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz / siz gidin artık / düşman dağıldı dedikleri bir anda / anlaşılıyor / baştan beri bütün yenik düşenlerle / aynı kışlaktaymışız? İsmet Özel´in dikkatini çektiği husus ayrıca ele alınmalıdır. Muhafazakârlar, kadim düşmanlarının bilincinde olmalıdır. Yok, eğer bu bilinçte olmaz iseler kıyamete kadar yenik düşenlerle aynı kışlakta olmaktan kurtulamayacaklardır.

 

Peki, muhafazakârların kadim düşmanı kimdir? Unutulmamalıdır ki muhafazakârların kadim dış düşmanı şeytan,iç düşmanı ise nefisleridir. İşte yıllardır unutulan bu iki kadim düşmandır. Eğer ki muhafazakârlar bu iki düşmanı unutursa bilinmelidir ki galip gelseler de bu yolda mağlupturlar. Yok, eğer bu kadim düşmanları unutmaz iseler mağlup olsalar da bu yolda galiptirler.

 

Bu vakitler muhafazakârlar olarak üstümüze ?kârdır yağan?. Bu yüzden lafı fazla uzatmadan sadede gelelim. Zira bu günlerde herkesin bir acelesi var. Öyle uzun uzun cümleleri kimsenin dinlemeye vakti de takati de yok. Muhafazakârların ?muhafaza/kâr?laşmaması temennisiyle yazımızı bitirelim.

 

NEŞAT SAMAT