SEVDA PEŞİNDE
Her hayat, aynı görünse de, farlılıklar gösterir. Düşünceler, yaşam koşulları çevreye göre değişiklikler gösterir.
İç dünyalar, hiçbir zaman dış dünyayla aynı olamaz. Kişi yada kişiler seçtikleri hayatı devam ettirirken, bazıları da zorunlu olarak bir hayatın içerisine gönderilir.
İstekler, arzular bir kenara itilip, bir başkasının isteği doğrultusunda hayatına yön verilir. Hüseyin Rahmi Gürpınar, "Sevda Peşinde" adlı romanında, sevdayı ve evli çiftlerin düşünce yapısına değinir. Sır tutmanın da ne manaya geldiğini yine usta kalemiyle okuyucuya anlatır.
Aynınur, küçük yaşta babasını kaybeder. Annesiyle yaşamaya başlar. Her gün okula gidip gelen Aynınur, annesinin tembihlerine harfiyen uyar. Arkadaşlarının sevda mektuplarına tanık olur. Ancak kendisi böyle bir sevdanın içine girmeyeceğini her defasında dile getirir.
Bir gün okul çıkışı caminin önünde, bir gençle göz göze gelir. On beş yaşında olan Aynınur'un düşünceleri bir anda alt üst olur. Gece gündüz genci düşünmeye başlar. Her okul çıkışında cami önünde, gençle göz göze gelir. Birbirleriyle konuşmazlar. Sadece gözler buluşup, konuşur.
Aynınur'un arkadaşı durumu fark eder. Kısa sürede okulda, çevrede çalkalanır. Aynınur'un annesinin de, kulağına gider.
Aynunur, okula gönderilmez. Kısa bir süre sonra görücüler eve gelip gitmeye başlar. Aynınur, hiç birini istemez. Ancak annesi aynı düşüncede değildir. Kızını varlıklı biriyle baş göz edip, sorumluluğundan kurtulmak istemektedir.
Aynınur istemese de annesi varlıklı olan Nezihi beye söz verir. Çok geçmeden Aynınur Nezihi beyle evlenir.
Nezihi bey, görüntüsüyle, konuşmasıyla Aynınur'a kaba saba gelmektedir. Sevmediği halde evlendiği adamın hareketlerine katlanır.
Büyükada da, koca konakta sıkılan Aynıunur, Nezihi beyin arkadaşı Sermet'in eşi Seza'yla arkadaş olur. Tüm sırlarını Seza'ya anlatan Aynınur bir nebzede olsa nefes alır.
Üç yaşındaki oğlu da, Aynınur'u fazla mutlu etmez. Konakta hanımefendi gibi yaşasa da, sevmediği bir adamın karısı olmaktan her defasında nefret eder.
Heybeliada'da oturan arkadaşı Seza'yı sık sık ziyarete gider. Ut çalıp şarkı söyleyerek, mutsuzluğunu bir nebzede olsa arkaya atar.
Gençlik aşkını hiç unutmaz. İsmini dahi bilmediği, cami önünde görüp, gözleriyle konuştuğu yakışıklı genç her daim hayallerini süsler.
Aynınur hizmetçisiyle birlikte bir gün İstanbul'a kumaş almaya gider. Kumaşları seçerken, vitrine gözü kayar. Kaldırımda ki, delikanlıyı görür. Birkaç kez gözlerini ovuşturur. Beş yıl önce hayalini süsleyen delikanlıydı.
Hizmetçi kadın, Aynınur'a kayan peçesini düzeltmesini söyler. Aynınur, peçesini düzeltir. O sırada delikanlı da, uzaklaşıp gider.
Birkaç hafta sonra Aynınur, aynı yerde delikanlıyla tekrar karşılaşır. Her ikisi de, temkinli, davranır.
Delikanlı küçük not kağıdını, Aynınur'un eline sıkıştırır. Aynınur, gençlik aşkının el temasından heyecanlanır. Konağa gider gitmez, odasının kapısını sürmeleyip, nameyi okur. Delikanlının ismini o anda öğrenir. İlhami Heybeliada'da buluşmak istediğini mektupta açık açık yazmıştı.
Aynınur, heyecandan ne yapacağını bilmez bir durumdayken, kocası Nezihi bey, kapıya gelir. Nezihi bey kapıyı birkaç kez tıklatır. Aynınur, mektubu çamaşırlarının arasına saklayıp, kapıyı açar.
Nezihi bey, Aynınur'un odalara tek başına kapanmasını eleştirir.
Aynınur, konaktan heyecanlı bir o kadar sevinçli çıkar. Buluşma yerine gitmek için feribota biner. Düşünceleri arasında hep İlhami olur. Heybeliada'da buluşma yerine gider.
İlhami, Aynınur'u karşısında görünce sevinir. Her ikisi de, önce gözleriyle konuşur. Sonra birlikte yürürler. Issız, yeşil yaprakların örttüğü yere giderler.
İlhami aşkından söz eder. Aynınur, evli bir kadın olduğunu söyler. İlhami, her hafta buluşmak için söz vermesini ister. Aynınur, önce tereddüt etse de, teklifini kabul eder. İki aşık uzun süre birbirlerinden ayrılamaz.
Sevmek yada sevilmek bu iki kavram ömür boyu insanlar üzerinde etkisini sürdürür. Kimi zaman kadın eşini sevmez, kimi zamanda erkek eşini sevmez. Kimi zamanda her ikisi de birbirini delice sever.
Hüseyin Rahmi bu romanında evli bir kadının gençlik aşkını nasıl sevdiğini kaleme alırken, umutsuzluğu, çaresizliği de o oranda romanda işler.
Aynınur ve İlhami, her hafta buluşur. İki aşığa haftada bir kez buluşmak az gelir. Buluşma sayısını haftada üçe çıkarırlar.
Aynınur, kocası olan Nezihi beyden tiksinir ancak şüphelenmemesi için kocasının isteklerine boyun eğer.
Aynınur, sevgilisi İlhami'yle yakaladığı aşkının tüm ayrıntılarını arkadaşı Seza'ya mektup yazarak anlatır. İlhami'yle n e kadar mutlu olduğunu mektubunda yazan Aynınur, kocası Nezihi beyin ne kadar kaba olduğunu yine mektupta ayrıntılı bir şekilde yazar.
Nezihi bey, Sermet'le bir akşam yemeğinde buluşur. Nezihi bey, tesadüf sonucu Heybeliada'nın koruluğunda yırtılmış kağıt parçası, firkete ve sigara ağızlığı bulduğunu söyler. Seza veya Aynınur'un bir aşığı olduğunu söyler. Sermet, malzemelere bakar. Firketenin eşine ancak yazının eşine ait olmadığını söyler.
İki adam uzun uzun konuşur. Kadınlardan şüphe duyarlar. Ancak hangi kadın olduğunu bir türlü kestiremezler.
Sermet karısına gerçeği sormaktan başka çare kalmadığını dostuna anlatır. Seza'nın aldatmasını öğrenir öğrenmez Nezihi beye mektupla bildireceğini söyleyip, iki adam ayrılır.
Nezihi bey, o gece uyuyamaz. Sabahı zor eder. Sermet'ten gelecek olan haberi merakla bekler. O sırada Sermet'in uşağı mektubu Nezihi beye, uzatır.
İnsan bildiği halde kendine itiraf etmekte zorlanır. Daha doğrusu kabullenemez. Nezihi bey Aynıunur'dan şüphelense de, kendine itiraf etmez. Karısını seven erkek için zor bir durumdur. Ancak Aynınur için aynı şeyi söylemek mümkün değildir.
Nezihi bey, dostu Sermet'ten gelen mektubu dikkatli okur. Sermet, Seza'nın aşığı olduğunu her şeyi itiraf ettiğini yazar. Ayrıca kendisinin de Seza'yı af ettiğini cümlelerin arasına sıkıştırır.
Nezihi bey, öfkelenir. Sermet'e daha çok kinlenir. Namus meselesi deyip, arkadaşını olmadık sıfatlara sokar.
Gerçek, Sermet'in mektupta yazdığı gibi değildir. Seza'nın aşığı yoktur. Aynınur, gençlik aşkı İlhami'yle aşk yaşamaktadır. Seza sadece Aynınur'un sırdaşı ve dert ortağıdır. Seza, Aynınur'dan gelen bütün mektupları Sermet'e okutturur.
Sermet, gerçeği öğrenir. Ancak Nezihi beye bir şey söyleyemez. Çünkü Seza, mektupları Sermet'e şartlı olarak okutmuştur. Sermet, dostu Nezihi beyin gözünde karısı tarafından aldatılmış bir erkektir.
Bir gün Sermet Nezihi beye gider. Ne kadar istese de, gerçeği anlatamaz. Aynınur'un bir aşığı olduğunu Nezihi beye söyleyemez.
Nezihi bey, Sermet'e soğuk davranır. Aralarında münakaşa geçer ve Nezihi bey, Sermet'i evinden kovar.
Aynınur, giderek, kocasından uzaklaşır. Onu istemez olur. Gözünde sadece İlhami vardır. Çocuğunu bile görmeye tahammülü olmaz. Karışık duygular içerisinde olduğu bir an intihar etmeye karar verir. Sandalla, fırtınalı bir günde denize açılır. Ve dalgalar arasına karışır.
Aynınur, intihar etmeden önce İlhami'ye mektup yazar. Görmek istediğinde, sahile inip dalgalara bakmasının yeterli olacağını söyler.
İlhami, Aynınur'un yokluğuna daha fazla dayanamaz, o da denize atlayarak intihar eder.
Aynınur'un ölümünden altı ay sonra Nezihi bey, sazlı sözlü düğün yaparak ikinci kez evlenir.